Sevmek ifadesi için "plaire" fiilini
kullanmak
Cette veste plaît à Marie.
Marie bu ceketi sever.
Ces peintures ne plaisent pas à mon
frère.
Erkek kardeşim bu resimleri sevmez.
“plaire” ile kurulan cümlelerin yapısı farklıdır. plaire à [quelqu'un] à birini memnun etmek. "plaire" fiilinde özne kişi değil nesnedir.
Le chocolat plaît à Martha.
Çikolata Martha’yı mutlu eder. (Martha çikolata sever)
Cette jupe me plaît.
Bu eteği
seviyorum.
C’est une idée qui lui plaît
beaucoup.
Bu
onun çok hoşuna giden bir fikir.
J’espère que le film te plaira.
Umarım
filmi seversin.
Cela me plaît toujours de passer
mes vacances à la mer.
Tatilimi
deniz kenarında geçirmekten hep keyif alırım.
Il est important de faire ce qui
nous plaît dans la vie.
Hayatta
sevdiğiniz şeyi yapmak önemlidir.
Cela vous
plaît ?
Hoşuna
gitti mi?
Yani
fiil, onu sevenle değil, sevilenle uyumludur. Bu nedenle plair fiilinin sadece
3. şahıs çekimi kullanılır : plaît, plaisent
Ancak plair birinin bir
kişiyi etkileyici bulduğu durumlarda da kullanılabilir:
je plais à Luc Luc beni sever
tu plais à Luc Luc
seni sever
il plaît à Luc Luc
onu sever
nous plaisons à Luc Luc
bizi sever
vous plaisez à Luc Luc
size sever
elles plaisent à
Luc Luc onları
sever
Ce film n’a pas plu à tout
le monde.
Herkes bu filmi beğenmedi.
Le cadeau plaira à ma
sœur.
Kız kardeşim hediyeyi beğenecek.
Mateo plaît à Thérèse.
Thérèse, Mateo'yu çekici bulur.
Ce livre plaît à tout
le monde.
Herkes o kitabı sever.
Bu beni memnun ediyor
denildiğinden dolaylı nesne zamirleri me / te / lui / nous / vous / leur kullanılır.
Nesne +
Dolaylı nesne zamiri + plaire
Les fleurs me plaisent.
Çiçekleri severim
Le repas te plaît ?
Yemeği sevdin mi?
Je lui plais.
Beni seviyor.
Elle nous plaît.
Onu severiz.
Nous vous plaisons.
Bizi seversiniz.
Tu leur plais.
Seni severler.
Est-ce que mon ami te plaît ?
Arkadaşımı sevdin mi (beğendin mi)?
Je pense que je lui plais.
Sanırım beni beğeniyor.
Ça peut pas leur plaire.
Bundan hoşlanmayacaklar
(hoşlanmayabilirler).
OK, je te
plais pas.
Tamam, beni sevmiyorsun.
plaire fiili sıklıkla "s'il vous
plaît" "s'il te plaît" “lütfen” ifadesi ile kullanılır. "eğer
seni memnun ediyorsa"
FAIRE PLAISIR memnun etmek:
Je sais que ça va pas te faire plaisir
Bunun seni mutlu etmeyeceğini
biliyorum
Cela me ferait plaisir que
tu viennes.
Gelirsen beni mutlu edersin.
Ses fleurs m’ont fait très plaisir.
Çiçekleri beni çok mutlu etti.
J’ai acheté ce livre pour te faire plaisir.
Bu kitabı seni mutlu etmek için aldım.
Je vais faire
plaisir à mes enfants en leur offrant une
journée à Disneyland.
Çocuklarımı Disneyland'da bir gün
geçirerek mutlu edeceğim.
Recevoir des chocolats fait toujours plaisir.
Çikolata almak bizi her zaman mutlu
eder.
L’idée de partir en vacances fait plaisir à tout le monde.
Tatile çıkma fikri herkesi mutlu eder.
QUI ... PLAIT
Une autre œuvre qui me plaît beaucoup
Çok sevdiğim başka bir çalışma.
Commande ce qui te plaît.
Ne istersen sipariş et
C'est peut-être ce qui me plaît.
Belki de sevdiğim şey budur.
Amy a trouvé une robe qui lui plaît.
Amy beğendiği bir elbise buldu.
dönüşlü fiil
"plaire" (se
plaire) mutlu olmak anlamındadır:
Est-ce que tu t'y plais?
Eğleniyor musun?
Elles se plaisent à Lindre
Lindre'yi seviyorlar
Je crois que l'important, ce n'est pas
s'aimer mais se plaire.
Önemli olanın kendini sevmek değil,
kendini memnun etmek olduğuna inanıyorum.
birinin arkadaşlığından mutlu olmak:
Ils se sont plu immédiatement.
Birbirlerinden hemen hoşlandılar.
sources:
https://theperfectfrench.com/vocabulary/plaire-faire-plaisir/
https://progress.lawlessfrench.com/
https://french.yabla.com/lesson-Pleasing-with-Plaire-1124
https://context.reverso.net/