ne…jamais
ne…plus
ne …
aucun
ne…rien
ne…que
ne…personne
ne…ni…ni…
ne… pas
du tout
ne…pas
encore
ne…
pas toujours
ne…guère
ne… pas non plus
Olumsuz cümlelerde “ne” fiilden önce “ikinci ifade” fiilden sonra gelir. Ancak “ne…ni…ni” ve “ne…que” bu yapıyı takip etmez. Çekimli filden sonra gelmek yerine “ni” ve “que” tanımladıkları kelimeden önce gelirler.
Fransızcada birçok olumsuzluk ifadesi zarftır. Sadece
“rien” ve “personne” zamir olup cümlede özne veya nesne konumunda olabilirler.
“ne” yine filden önce konur.
ne …. jamais –
asla
Je ne vais jamais
à la piscine
|
Asla havuza gitmem. / Hiç havuza gitmem.
|
Il ne vaut jamais
cette leçon
|
Bu dersi asla anlamazsın.
|
On ne voit jamais
aucune perfection.
|
İnsan mükemmeli asla görmez
|
Je n'ai jamais blessé
personne.
|
Birini hiç/asla incitmedim.
|
Je n'ai jamais
rien volé.
|
Asla birşey çalmadım.
|
Il n'a
jamais travaillé.
|
Hiç
çalışmadı.
|
Je ne travaille jamais.
|
Asla
çalışmam.
|
Il ne m'aide jamais.
|
Bana hiç
yardım etmez
|
Je ne mange jamais de la
viande
|
Asla et
yemem.
|
- Tu travailles le samedi ?
- Non, jamais. - Je travaille, mais jamais le dimanche. |
Cumartesi çalışır mısın?
Hayır, asla.
Ben çalışırım. Ama pazarları
asla.
|
ne… plus – artık
Je ne
suis plus dans la cuisine
|
Artık
mutfakta değilim.
|
Nous ne
partons plus en vaconces
|
Artık
tatile çıkmıyoruz.
|
Ils ne
parlent plus italien
|
Artık
İtalyanca konuşmuyorlar.
|
Il ne
veut plus venir avec nous
|
Artık
bizimle gelmek istemiyorlar.
|
Tu ne
comprends plus cette leçon.
|
Artık bu
dersi anlamıyorsun
|
Je n'ai
plus aucun argent.
|
Artık
hiç param yok.
|
Je ne
vois plus personne.
|
Artık
kimseyi görmüyorum.
|
Tu n’as
plus de
chance!
|
Artık
şansın yok!
|
Je ne fume plus
|
Artık sigara içmiyorum.
|
ne...
aucun – hiç, hiçbiri
Je n'ai aucun
problème
|
Hiçbir problemim yok.
|
Je n'ai
aucune idée.
|
Hiçbir fikrim yok.
|
Je n'ai
aucun ami.
|
Hiç
arkadaşım yok.
|
Je ne
vends aucun des livres.
|
Bu
kitapların hiçbirini satmıyorum.
|
Je ne
veux acheter aucun des livres.
|
Bu kitapların hiçbirini satın
almak istemiyorum.
|
ne...
rien – hiçbir şey
Je ne comprends rien
!
|
Hiçbir şey anlamıyorum!
|
Elle ne fait rien de
toute la journée
|
Bütün gün hiçbir şey yapmıyor
|
Elle n'a
rien bu.
|
Bir şey
içmedi.
|
Il n’y
à rien de plus beau
|
Daha güzel bir şey yok.
|
Rien ne se passe.
|
Hiçbir şey olmaz
|
Ma maman ne
m'achète rien quand on fait du
shopping
|
Annem alışverişe gittiğinde bana
bir şey almaz.
|
ne. . .
que – sadece
Je n’ai que cinq
euros
|
Sadece 5 Euro’m var.
|
Vous ne
mangez que des légumes ?
|
Sadece sebze mi yiyorsun?
|
Je n'ai
qu'un livre
|
Sadece
bir kitabım var
|
Il ne
voit que les films étrangers
|
Sadece yabancı film izler.
|
Je n'ai
lu que deux pages pour te faire
plaisir.
|
Seni mutlu etmek için sadece iki
sayfa okurum.
|
Je n'ai
lu deux pages que pour te faire
plaisir
|
Sadece seni mutlu etmek için iki
sayfa okurum.
|
Je n'ai pas que 3
livres
|
Sadece 3 kitabım yok.
|
Il n'était pas qu'en
retard...
|
Sadece geç kalmadı… (daha fazlası da var)
|
ne...
personne – kimse, hiç kimse
Je ne connais personne
|
Kimseyi bilmiyorum.
|
Nous n'avons
vu personne.
|
Hiç kimseyi görmedik.
|
Personne
ne joue avec moi.
|
Kimse benimle oynamıyor.
|
Je ne veux personne dans ma
chambre !
|
Odamda hiç
kimseyi istemiyorum!
|
Personne ne me connaît ici.
|
Burada kimse beni bilmez.
|
ne... ni…
ni – ne. . . ne de
Je ne
regarde la télé ni le matin ni le soir
|
Ne sabah ne de akşam televizyon
izlerim.
|
Je ne
mange ni les escargots ni les huîtres
|
Ne salyangoz ne de istiridye
yerim.
|
Je ne veux ni
dormir ni me reposer.
|
Ne
uyuyacağım ne de dinleneceğim.
|
je n'aime ni
le lait ni le fromage
|
Ne süt ne
de peynir severim.
|
Elle ne peut ni étudier ni
travailler.
|
Ne öğrenim
görebilir ne de çalışabilir.
|
Vous ne mangez ni les bonbons ni
les oranges
|
Ne şeker ne de portakal yiyorsun.
|
je ne veux ni café ni
thé
|
ne kahve ne de çay istiyorum.
|
ne… pas
du tout – hayır hiç
Je n’aime
pas du tout
manger la cuisine épicée
|
Baharatlı yemekleri yemeği hiç
sevmem.
|
Je n'aime pas du tout
courir.
Je n'aime pas courir du tout.
|
Koşmayı hiç sevmem.
|
Il n'a pas du tout changé.
|
Hiç değişmedi.
|
Elle n'a pas du tout d'idées.
|
Hiç fikri yok.
|
- Veux-tu aller au ciné ?
- Du tout. / Pas du tout.
|
Sinemaya gitmek ister misin?
(Hayır) (hiç) istemem
|
- Tu n'as pas d'argent ?
- Du tout. / Pas du tout.
|
Paran yok mu?
(Hayır) (hiç) yok.
|
Il n'a rien fait du tout ce matin.
|
bu sabah hiç bir şey yapmadı.
|
Personne du tout n'était à la plage.
|
sahilde hiç kimse yok
|
Il n'y a plus du tout de café.
|
hiç kahve kalmadı
|
Elle est partie sans pleurer du tout.
|
hiç ağlamadan gitti.
|
ne… pas
encore – daha, henüz, hala
Je ne
comprends pas encore le système
politique français
|
Politik sistemi hala anlamadım
|
Je ne
vais pas encore
à l’école.
|
Daha okula
gitmiyorum.
|
Je n'ai pas encore
mangé.
|
Daha yemedim.
|
Il n'est pas encore
arrivé.
|
Henüz/daha/hala gelmedi.
|
ne… pas
toujours – hep/her zaman değil
Je n’ai
pas toujours
le temps de lire
|
Her zaman okuamaya vaktim
olmuyor.
|
Je ne mange pas toujours
ici.
|
Hep burada yemem
|
Tu n’as pas toujours raison.
|
Her zaman doğru değilsin.
|
ne…guère – hemen hemen
hiç, nerdeyse hiç (pek)
Je ne
joue guère au tennis
|
Neredeyse hiç tenis oynamam.
|
Je ne
bois guère
de café
|
Hemen hemen hiç kahve içmem
|
Il n'y a guère de monde.
|
Orada neredeyse kimse yok.
|
Vous n’avez guère mangé.
|
Hemen hemen hiç bir şey yemedin.
|
ne … pas non plus –
de değil
Elle n’aime pas non plus le voyage.
|
O da seyahat etmeyi sevmez.
|
Je n'aime pas non plus les oignons.
|
Soğanı ben de sevmem.
|
Je n'aime pas le
jazz non plus.
|
Ben de caz sevmem
|
Il ne parle à personne non
plus.
|
O da kimseyle konuşmuyor.
|
- Tu ne la connais pas?
- Je ne la connais pas non plus.
|
Onu tanıyor musun?
Ben de tanımıyorum.
|
- J’nai pas vu ce film
|
Bu filmi izlemedim.
|
Je ne l’ai pas vu non plus.
|
Ben de izlemedim.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder