KAYNAKLAR:
https://about-france.com/french/articles.htm
https://www.thoughtco.com/introduction-to-french-articles-1368810
https://www.learnfrenchwithfun.com/french-grammar/how-to-use-articles-in-french
https://language-easy.org/french/grammar/nouns/articles/
https://french.kwiziq.com
Her addan önce bir tanımlayıcı bulunur. Cinsiyeti ve sayıyı tanımlar. Belirli, belirsiz ve sayılamayan tanımlıklardır.
|
belirli |
belirsiz |
parça* |
Eril |
le |
un |
du |
Feminen |
la |
une |
de la |
Sesli önünde |
l' |
un/une |
de l' |
Çoğul |
les |
des |
des |
* Bir bütünün bir parçasını bir miktarını tanımlar.
L'ARTİCLE DÉFİNİ (KESİNLİK BELİRTEN ARTİKEL/TANIMLIK)
LE -eril-
Le garcon erkek çocuk
Le train tren
Le problème problem
Le président başkan
LA -feminen-
La fille kız çocuk
La dame kadın
La voiture araba
La difficulté zorluk
La masion ev
LES -çoğul-
Les garçons erkekler
Les filles kızlar
Les personnes insanlar
Les choses şeyler
Les difficultés zorluklar
L’ -sesli harf önünde-
L'enfant çocuk
L'ami arkadaş (eril)
L'amie arkadaş (fem)
L'université üniversite
L'option seçenek
L'iris iris
Belirli artikeller belli bir şeyden ya da genel bir durumu tanımlar.
J'ai mangé le gâteau.
Keki yedim. (kekin hepsini ya da bahsedilen bir keki)
J'aime les films.
Filmleri severim (genel ya da o anda izlenen filmler)
Nous étudions la géographie.
Coğrafya çalışıyoruz.
La science est...
Bilim…
Le français est..
Fransıca...
Le président Mitterrand est...
Başkan Mitterrand ...
“parler (konuşmak)” + dil her iki biçimi de kullanır.
Il parle portugais.
Il parle le portugais.
Portekizce konuşur.
La France est un merveilleux pays.
Fransa harika bir ülkedir.
J'adore le Portugal et l'Italie.
Poetekiz ve İtalya’yı severim.
Les États-Unis sont un immense pays.
Amerika Birleşik Devletleri büyük (geniş) bir ülkedir..
Il adore l'Europe.
Avrupa’yı sever.
Je déteste la Californie ou la Provence.
Kaliforniya ve Provence’dan nefret ederim.
Genel anlamda günlerden bahsederken:
Je déteste le vendredi.
Cumaları sevmem.
Le lundi est mon jour préféré.
Pazartesi en sevdiğim gündür.
Le weekend est la meilleure partie de la semaine !
Haftasonu haftanın en güzel kısmıdır!
Alışkanlık olarak “….. günü” anlamında:
Je vais au cinéma le lundi.
Pazartesi sinemaya giderim.
Le vendredi, je joue au tennis.
Cuma günleri tenis oynarım.
On aime aller se balader le weekend.
Hafta sonları yürüyüşe gitmeyi severiz.
(yukarıdaki durumda günler tekil durumdadır)
Tam tarih verirken
le jeudi douze juin.
12 Haziran Perşembe günü.
le vendredi 3 septembre 1939.
3 Eylül 1939 Cuma.
Le mardi 5 mars, j'ai rencontré Andrea.
5 Mart Salı günü Andrea ile tanıştım.
* Belirli bir bağlamda hafta içi günlerden bahsederken (Pazartesi günü) le kullanılmaz (bu hafta sonu ifadesini kapsamaz):
Mercredi, tu iras à l'école.
Çarşamba günü okula gideceksin.
Mardi, je vais au théâtre.
Salı günü tiyatroya gidiyorum.
Le pâté se vend à 1,25 € les 100 grammes.
Pate 100 gramı 1,25 Euro'dan satılıyor.
Les pommes coûtent 1,50 € le kilo.
Elmaların kilosu 1,50 Euro'dur.
J’ai payé 2000 € la tonne.
Ton başına 2000 € ödedim.
L'ARTİCLE İNDÉFİNİ (BELİRSİZ ARTİKEL/TANIMLIK)
UN -eril-
Un garcon
Un train
Un problème
Un président
Un ami
Une -feminen-
Une fille
Une dame
Une voiture
Une difficulté
Une maison
Des
Des garçons
Des filles
Des personnes
Des choses
Des difficultés
Belirsiz artikel belli olmayan bir kişi ya da nesneyi tanımlar.
J'ai trouvé un livre.
(Bir) kitap buldum
Il veut une pomme.
(Bir) elma istiyor
Ayrıca bir adet olarak ifade edilir.
Il y a un étudiant dans la salle.
Sınıfta bir öğrenci var.
J'ai une sœur.
Bir kız kardeşim var
Çoğul des biraz anlamındadır.
J'ai acheté des pommes.
(Biraz) elma satın aldım.
Veux-tu acheter des livres?
Kitap atın almak ister misin?
KISALTILMIŞ ARTİKELLER:
à + le = AU : eril + tekil (ismin e hali)
à + les = AUX : eril + çoğul
de + le = DU : eril + tekil (ismin den hali)
de + les = DES : eril + çoğul
Je vais au cinéma
Filme gidiyorum.
Nous allons aux toilettes
Tuvalete gidiyoruz.
Je viens du restaurant
Restorandan geliyorum
Nous venons des magasins
Mağazadan geliyoruz..
PARÇALI ARTİKELLER (DU, DE LA, DE L ', DES)
Birşeyin bir kısmı, parçası bir miktarını tanımlar. Bazı, hiç
|
eril |
feminen |
Tekil |
du de l' |
de la de l' |
Çoğul |
des |
des |
(du: de+le)
Du café,
De la bière
De l'eau
Il y a du chocolat. çikolata var.
Il y a de l’alcool. alkol var
Il y a de la farine. Un var
Il y a de l’eau. Su var
Il y a des oeufs. Yumurta(lar) var.
Il y a des pâtes. Makarna var.
Miktarı belli olmayan adlar yemek, içecek ya da malzeme önünde kullanıllan artikeller. Cinsiyete (eril veya dişil) ve sayıya (tekil veya çoğul) bağlı olarak belirsiz bir miktarı (kilogram, litre, gram vb. cinsinden) ifade etmek için du, de la, de l' veya des kullanılır.
Avez-vous bu du thé?
Çay içtin mi?
J'ai mangé de la salade hier.
Dün salata yedim.
Nous allons prendre de la glace.
Dondurma yiyeceğiz.
Cette mer
deborde de poissons.
Bu deniz balık kaynıyor.
Ils
déjeunent principalement de fruits.
Onlar genelde meyve ile kahvaltı eder.
Les dauphins
dînent de poissons.
Yunuslar balık yer.
Un kilo de haricots, s'il vous plaît.
Bir kilo bezelye lütfen.
Beaucoup de tomates...
Bir sürü domates...
J'ai mangé un gâteau.
Bir kek yedim (belki 5 kek vardı ve birini yedim).
J'ai mangé du gâteau.
Kek yedim (bir dilim ya da bir parça).
Je veux voir un film.
(Bir) film izlemek istiyorum.
Olumsuz ifadelerde her durumda sadece “de” kullanılır.
Il n’y a pas de chocolat.
Il n’y a pas de farine.
Il n’y a pas de pâtes.
Il n’y a pas d’alcool.
Il n’y a pas d’eau.
Il n’y a pas d'oeufs.
J'ai mangé de la soupe. Çorba içtim
Je n'ai pas mangé de soupe. Çorba içmedim.
Miktar zarflarından sonra “de” kullanılır.
Il y a beaucoup de thé.
Bir sürü çay var.
J'ai moins de glace que Thierry.
Thierry’den daha az dondurmam var.
Il y a un homme dans le placard
Dolapta bir adam var
il y a une mouche dans
ma soupe
Çorbamda bir sinek var
J'ai une bonne idée
İyi bir fikrim var
j'ai besoin d'une chaise pour m'asseoir
oturmak için bir sandalyeye ihtiyacım var
La photo montre un champ
de lavande
Fotoğraf bir lavanta tarlasını gösteriyor.
il y a des gens dans la rue.
Sokakta insanlar var
il y a du café ou de la bière
kahve ya da bira var
- Artikel seçimi, tanımladığı kelimenin cinsiyetine bağlıdır. Kişinin ya da nesnenin değil.
elle a un chat Onun kedisi var.
- Genel bir durum ifadesi için kullanıldığında belirsizlik tanımlığı yerine keslinlik belirten artikeller kullanılır.
J'aime les gâteaux.
Kek severim
Il déteste le café.
Kahveden nefret eder
La vie est compliquée.
Hayat karışıktır
Il déteste l'alcool.
Alkolden nefret eder
J'adore les concombres!
Salatalık severim
l'eau est nécessaire pour la vie
Yaşam için su gereklidir
Il étudie la philosophie
O, felsefe okuyor
Le français est une langue vivante.
Fransızca yaşayan bir dildir
les enfants aiment les bonbons
çocuklar şeker sever
elle a des enfants
onun çocukları var
ARTİKELLERİN KULLANILMADIĞI DURUMLAR
+ Bir
kişinin işi, mesleği ifade edilirken artikel kullanılmaz
Il est avocat.
O avukattır.
Marie est avocate.
Marie bir avukat.
Je suis vendeur dans un grand magasin.
Bir mağazada satış asistanıyım.
L'homme là-bas est médecin
oradaki adam doktor.
Il est chef d'entreprise
O,
şirket müdürü
+ Bir isim/ad, être, demeurer (kalmak), devenir (olmak), élire (seçmek) ve rester (kalmak) fiillerini takip ettiğinde
Elle est devenue femme de maison.
Ev kadını oldu.
Nous sommes médecins.
Biz doktoruz
Sandrine veut être presidente.
Sandrine başkan olmak istiyor.
Elle est médecin.
O doktor
Il est catholique.
O katolik
Elle est canadienne.
O Kanadalı
Ancak il est değil c’est kullanıldığında artikel kullanılır
C'est un Français.
Fransız
C'est un avocate.
Avukat
être fiilinin takip eden
adda tamlama varsa kullanılır.
Victor Hugo est un auteur célèbre.
Victor Hugo ünlü bir yazardır.
VIctor Hugo est un auteur que tous les Français connaissent.
Victor Hugo, Fransızların bildiği bir yazardır.
+ “de” sonrası kullanılmaz: beaucoup de (birçok), peu de (biraz), trop de (çok fazla)
Il y a beaucoup d'eau dans la rivière.
Nehirde
bir sürü su var
Il y a trop de sucre dans ce thé.
Bu
çayda çok şeker var
Il y a trop de personnes ici.
Burada çok insan var.
İSTİSNA: la plupart (çoğu) and bien (çok) daima des alır.
La plupart des gens aiment le vin.
Çoğu insan şarabı sever.
Bien des étudiants
étudient à la bibliothèque.
Birçok öğrenci kütüphanede ders çalışıyor.
De, bir isimden önce gelen çoğul bir sıfatla
da kullanılır.
Ils ont des amis.
Arkadaşları var.
Ils ont de bons amis.
İyi arkadaşları var.
Elle visite des hôtels
chers.
Pahalı otelleri ziyaret ediyor.
Elle visites de grands hôtels.
Büyük otelleri ziyaret ediyor.
+ Bir edat/ilgecin arkasında (avec, sans, sous, en, par, pour)
Elle veut
une maison avec piscine.
(avec soyut isimlerle)
Havuzlu bir ev istiyor
Travaillez avec soin!
Dikkatli çalışın
(Travaillez avec des amis! Arkadaşlarla çalışın)
Tu ne peux
pas entrer sans mot de passe.
şifresiz giremezsin
Il travaille sans argent.
Parasız çalışıyor
Le médecin
l'a mis sous antibiotiques.
Doktor antibiyotik tedavisi uyguluyor
Ces réfugiés
souffrent en permanence.
Bu mülteciler sürekli acı çekiyor.
Nous sommes en réunion.
Toplantıdayız.
Par moments, je doute de moi.
Bazen kendimden şüphe ediyorum.
C'est par
choix qu'il est seul.
Yalnız olmak kendi tercihi.
Il a pour
but la paix du monde.
Onun amacı dünya barışı.
+ Tamlayıcı İsimler: İsim 1 + edat + İsim 2 ilk isim ikinci isme bir edat ile bağlandığında belirsiz artikel kullanılmaz
un verre de vin bir bardak şarap
une tasse de café bir fincan kahve
une histoire d'amour bir aşk hikayesi
une salle de bains banyo
une robe de soie. ipek bir elbise.
un professeur d'histoire bir tarih öğretmeni
un verre à vin şarap bardağı
une tasse à café kahve fincanı
+ bir ülkeye gitmek ya da ayrılmak durumunda artikel kullanılmaz
Je vais en France ce weekend. (dişil)
Bu haftasonu Fransa’ya gidiyorum.
Il est en Angleterre maintenant.
Şu anda İngiltere’de.
On est au Portugal. (eril)
Poktekiz’deyiz.
Vous allez aux États-Unis. (çoğul)
Amerika Birleşik Devletlerine gidiyorsun.
Ils vont au Pays de Galles.
Galler'e gidiyorlar.
Mon ami Sahid vit en Iran. (eril ancak sesli harf olduğundan en)
Arkadaşım Sahid İran'da yaşıyor.
+ şehirler artikel kullanılmaz
J'aime Paris et Londres.
Paris ve Londra’yı severim
+ ünlem olarak kullanıldığında quel, quels, quelle ve quelles ifadelerinden sonra belirsiz artikel kullanılmaz.
Quelle belle vue! Aman
Tanrım
Quel mec! Kahretsin
Quelles nanas! Kahretsin
+ quelques (bazı), plusieurs (birçok, birkaç) gibi niceleyicilerden sonra artikel kullanılmaz
J'ai
plusieurs bons amis
birkaç iyi arkadaşım
var
Ma soeur aime plusieurs types de film.
Kız kardeşim birkaç tür filmi sever
J'ai invité quelques amis à dîner.
Bazı arkadaşlarımı akşam yemeğine davet ettim.
Birkaç arkadaşımı yemeğe davet ettim.
· Fransızcada, bir sıfat grubunun önünde her zaman bir artikel yer alır.
Lisa est une très bonne vendeuse.
Lisa çok iyi bir satış elemanıdır.
Maurice est un professeur excellent.
Maurice, harika bir öğretmendir.
Vous êtes un mauvais avocat.
Sen kötü bir avukatsın.
Il a un camion. - Non, il n'a pas de camion!
Onun kamyonu var. – hayır, onun kamyonu yok!
J'ai une soeur mais je n'ai pas de frère!
Kız kardeşim var ama erkek kardeşim yok.
· Negatif cümlelerde un/une artikelinin de d’ olması bazı durumlarda geçerli değildir: être ve diğer durum fiileri
Je ne suis pas une menteuse !
Yalancı değilim!
Mon chien n'est pas un labrador.
Köpeğim labrador değil.
Il reste un ami loyal.
– Non, il ne reste pas un ami loyal !
Sadık bir arkadaş olarak kalır.
– hayır, sadık bir arkadaş olarak kalmaz!
Elle est devenue une excellente danseuse.
– Non, elle n'est pas devenue une excellente danseuse !
O iyi bir danscı oldu.
– Hayır, iyi bir danscı olmadı!
** Ancak “bir” sayı olarak ifade edildiğinde yani bir değil özellikle 2
ya da farklı bir sayıda olmadığını belirtmek için olumsuz cümlede “un/une”
kalır
Ils n'ont pas une maison, mais deux !
Onların bir evi değil iki evi var!
· İsimden önce gelen sıfatı tanımlayan des, “de” olur
Cette
université fait de bons instituteurs.
bu üniversite iyi
öğretmenler yetiştirir.
Regarde les étoiles !
Yıldızlara bak
Le tigre
est un mammifère.
Kaplanlar memelidir.
J’aime les fêtes.
Partileri severim
Je connais l’homme qui a vu l’ours
Ayıyı gören adamı tanıyorum.
Ma mère vit dans l’autre maison
Annem diğer evde yaşıyor
Je vais au marché (à+le)
Markete gidiyorum.
Donner aux pauvres (à+les)
Fakire vermek
Je veins des montagnes (de+les)
Dağlardan geliyorum
Alors,
tu viens à la fête ?
Ee, partiye geliyor musun?
Au
fait, tu te rappelles de la semaine
dernière ?
Bu arada, geçen haftayı hatırlıyor musun?
La tête de l’horrible monstre (de+les)
Korkunç canavarın başı
Autrefois,
j’ai eu un chien.
Bir zamanlar bir köpeğim vardı
Il
y a des maisons sur cette colline.
Bu tepede evler var.
Voici des fauteuils. De beaux
fauteuils. D’autres fauteuils.
İşte koltuklar. Güzel koltuklar. Diğer koltuklar.
Veux-tu un gâteau ?
Kek ister misin?
Un jour, j’irai là-bas.
Bir gün oraya gideceğim.
Un lièvre court plus vite qu’une tortue.
Tavşan kaplumbağadan daha hızlı koşar.
Un cycliste ne roule pas sur l’autoroute.
Bir bisikletçi otoyolda sürmez.
Tu veux de la pizza?
Pizza ister misin?
J’apporte du fromage.
Peynir getiriyorum.
Voulez-vous des oignons?
Soğan ister misin?
Je prends du sucre et de la crème.
Şeker ve krema alıyorum.
Je commande des oeufs.
Yumurta sipariş veriyorum.
Je veux du pain. (de + le)
Ekmek istiyorum.
Je veux de la confiture.
Reçel istiyorum.
Je veux des frites. (de + les)
Patetes kızartması istiyorum.
Je veux de l’eau.
Su istiyorum.
Est-ce que tu as un chien?
Köpeğin var mı?
Non, je n’ai pas de chien.
Hayır köpeğim yok
Est-ce que tu as une voiture?
Araban var mı?
Non, je n’ai pas de voiture.
Hayır, arabam yok.
Est-ce que tu as des pommes?
Elman var mı?
Non, je n’ai pas de pommes.
Hayır elmam yok.
Est-ce que tu as des amandes?
Bademin var mı?
Non, je n’ai pas d’amandes.
Hayır, bademim yok.
Je vais au magasin. (à + le)
Dükkana gidiyorum.
Je vais à la plage.
Plaja gidiyorum
Je vais à l‘aéroport.
Havaalanına gidiyorum.
Je viens du magasin.
Dükkandan geliyorum
Je viens de la plage.
Plajdan geliyorum.
Je viens de l’aéroport.
Havaalanından geliyorum.
Je mange des pommes.
Elma yerim.
Je ne mange pas de pommes.
Elma yemem.
Je bois du lait.
Süt içerim.
Je ne bois pas de lait.
Süt içmem.
J'ai des animaux.
Hayvanlarım var
Je n'ai pas d'animaux.
Benim hayvanlarım yok.
Nous avons bu de la bière.
Bira içtik
Nous n'avons pas bu de bière.
Bira içmedik.
Vous mangez de la viande ?
Et yer misin?
Non, nous ne mangeons jamais de viande.
Hayır, asla yemek yemem.
Tu fais encore de la natation ?
Hala yüzmeye gidiyor musun?
Non, je ne fais plus de natation.
Hayır, artık yüzmeye
gitmiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder