İÇERİK

23 Aralık 2022 Cuma

Fransızca Tanımlıklar/Artikeller

KAYNAKLAR:

https://about-france.com/french/articles.htm
https://www.thoughtco.com/introduction-to-french-articles-1368810
https://www.learnfrenchwithfun.com/french-grammar/how-to-use-articles-in-french
https://language-easy.org/french/grammar/nouns/articles/

https://french.kwiziq.com

 

 

Her addan önce bir tanımlayıcı bulunur. Cinsiyeti ve sayıyı tanımlar. Belirli, belirsiz ve sayılamayan tanımlıklardır.

 

 

belirli

belirsiz

parça*

Eril

le

un

du

Feminen

la

une

de la

Sesli önünde

l'

un/une

de l'

Çoğul

les

des

des

 

* Bir bütünün bir parçasını bir miktarını tanımlar.

 

L'ARTİCLE DÉFİNİ  (KESİNLİK BELİRTEN ARTİKEL/TANIMLIK)

 

LE      -eril-

 

Le garcon                erkek çocuk

Le train                    tren

Le problème            problem

Le président            başkan

 

LA      -feminen-

 

La fille                     kız çocuk

La dame                  kadın

La voiture                araba

La difficulté              zorluk

La masion               ev

 

LES    -çoğul-

 

Les garçons             erkekler

Les filles                  kızlar

Les personnes         insanlar        

Les choses              şeyler

Les difficultés          zorluklar

 

L’       -sesli harf önünde-

 

L'enfant                   çocuk

L'ami                       arkadaş (eril)

L'amie                      arkadaş (fem)

L'université              üniversite

L'option                   seçenek

L'iris                        iris

 

Belirli artikeller belli bir şeyden ya da genel bir durumu tanımlar.

 

J'ai mangé le gâteau.

Keki yedim.   (kekin hepsini ya da bahsedilen bir keki)

 

J'aime les films.

Filmleri severim       (genel ya da o anda izlenen filmler)

 

Nous étudions la géographie.

Coğrafya çalışıyoruz.

 

La science est...

Bilim…

 

Le français est.. 

Fransıca...

 

Le président Mitterrand est...

Başkan Mitterrand ...

 

 

“parler (konuşmak)” + dil her iki biçimi de kullanır.

 

Il parle portugais.  

Il parle le portugais.

Portekizce konuşur.

 

 

La France est un merveilleux pays.

Fransa harika bir ülkedir.

 

J'adore le Portugal et l'Italie.

Poetekiz ve İtalya’yı severim.

 

Les États-Unis sont un immense pays.

Amerika Birleşik Devletleri büyük (geniş) bir ülkedir..

 

Il adore l'Europe.

Avrupa’yı sever.

 

Je déteste la Californie ou la Provence.

Kaliforniya ve Provence’dan nefret ederim.

 

Genel anlamda günlerden bahsederken:

 

Je déteste le vendredi.

Cumaları sevmem.

 

Le lundi est mon jour préféré.

Pazartesi en sevdiğim gündür.

 

Le weekend est la meilleure partie de la semaine !

Haftasonu haftanın en güzel kısmıdır!

 

Alışkanlık olarak “….. günü” anlamında:

 

Je vais au cinéma le lundi.

Pazartesi sinemaya giderim.

 

Le vendredi, je joue au tennis.

Cuma günleri tenis oynarım.

 

On aime aller se balader le weekend.

Hafta sonları yürüyüşe gitmeyi severiz.

 

(yukarıdaki durumda günler tekil durumdadır)

 

Tam tarih verirken

 

le jeudi douze juin.

12 Haziran Perşembe günü.

 

le vendredi 3 septembre 1939.

3 Eylül 1939 Cuma.

 

Le mardi mars, j'ai rencontré Andrea.

5 Mart Salı günü Andrea ile tanıştım.

 

 

* Belirli bir bağlamda hafta içi günlerden bahsederken (Pazartesi günü) le kullanılmaz (bu hafta sonu ifadesini kapsamaz):

 

Mercredi, tu iras à l'école.

Çarşamba günü okula gideceksin.

 

Mardi, je vais au théâtre.

Salı günü tiyatroya gidiyorum.


 

Le pâté se vend à 1,25 € les 100 grammes.

Pate 100 gramı 1,25 Euro'dan satılıyor.

 

Les pommes coûtent 1,50 € le kilo.

Elmaların kilosu 1,50 Euro'dur.

 

J’ai payé 2000 € la tonne.

Ton başına 2000 € ödedim.

 

 

L'ARTİCLE İNDÉFİNİ  (BELİRSİZ ARTİKEL/TANIMLIK)

 

UN  -eril-

 

          Un garcon

          Un train

          Un problème

          Un président

          Un ami

 

 

Une -feminen-

 

          Une fille

          Une dame

          Une voiture

          Une difficulté

          Une maison

 

Des 

          Des garçons

          Des filles

          Des personnes

          Des choses

          Des difficultés

 

Belirsiz artikel belli olmayan bir kişi ya da nesneyi tanımlar.

 

J'ai trouvé un livre.

(Bir) kitap buldum

 

Il veut une pomme.

(Bir) elma istiyor

 

Ayrıca bir adet olarak ifade edilir.

Il y a un étudiant dans la salle.

Sınıfta bir öğrenci var.

 

J'ai une sœur.

Bir kız kardeşim var

 

Çoğul des biraz anlamındadır.

 

J'ai acheté des pommes.

(Biraz) elma satın aldım.

 

Veux-tu acheter des livres?

Kitap atın almak ister misin?

 

KISALTILMIŞ ARTİKELLER:

 

à + le           AU             : eril + tekil    (ismin e hali)
à + les         
AUX          : eril + çoğul

de + le          DU             : eril + tekil    (ismin den hali)
de + les        
DES           : eril + çoğul

 

 

Je vais au cinéma

Filme gidiyorum.


Nous allons
aux toilettes

Tuvalete gidiyoruz.

 

Je viens du restaurant

Restorandan geliyorum


Nous venons
des magasins

Mağazadan geliyoruz..

 

 

PARÇALI ARTİKELLER (DU, DE LA, DE L ', DES)

 

Birşeyin bir kısmı, parçası bir miktarını tanımlar. Bazı, hiç

 

 

eril

feminen

Tekil

du

de l'

de la

de l'

Çoğul

des

des

(du: de+le)

 

          Du café,

          De la bière

          De l'eau

 

Il y a du chocolat.    çikolata var.

Il y a de lalcool.      alkol var

Il y a de la farine.    Un var

Il y a de l’eau.         Su var

Il y a des oeufs.      Yumurta(lar) var.

Il y a des pâtes.      Makarna var.

 

Miktarı belli olmayan adlar yemek, içecek ya da malzeme önünde kullanıllan artikeller. Cinsiyete (eril veya dişil) ve sayıya (tekil veya çoğul) bağlı olarak belirsiz bir miktarı (kilogram, litre, gram vb. cinsinden) ifade etmek için du, de la, de l' veya des kullanılır.

 

Avez-vous bu du thé?

Çay içtin mi?

 

J'ai mangé de la salade hier.

Dün salata yedim.

 

Nous allons prendre de la glace.

Dondurma yiyeceğiz.

 

Cette mer deborde de poissons.
Bu deniz balık kaynıyor.

 

Ils déjeunent principalement de fruits.
Onlar genelde meyve ile kahvaltı eder.

 

Les dauphins dînent de poissons.
Yunuslar balık yer.

 

Un kilo de haricots, s'il vous plaît.

Bir kilo bezelye lütfen.

 

Beaucoup de tomates...

Bir sürü domates...

 

J'ai mangé un gâteau.

Bir kek yedim          (belki 5 kek vardı ve birini yedim).

 

J'ai mangé du gâteau.

Kek yedim               (bir dilim ya da bir parça).

 

Je veux voir un film.

(Bir) film izlemek istiyorum.

 

 

Olumsuz ifadelerde her durumda sadece “de” kullanılır.

 

Il n’y a pas de chocolat.

Il n’y a pas de farine.

Il n’y a pas de pâtes.

Il n’y a pas d’alcool.

Il n’y a pas d’eau.

Il n’y a pas d'oeufs.

 

J'ai mangé de la soupe.                Çorba içtim

Je n'ai pas mangé de soupe.        Çorba içmedim.

 

 

Miktar zarflarından sonra “de” kullanılır.

 

Il y a beaucoup de thé.

Bir sürü çay var.

 

J'ai moins de glace que Thierry.

Thierry’den daha az dondurmam var.

 

 

Il y a un homme dans le placard

Dolapta bir adam var


il y a une mouche dans ma soupe

Çorbamda bir sinek var 

 
J'ai une bonne idée

İyi bir fikrim var


j'ai besoin d'une chaise pour m'asseoir

oturmak için bir sandalyeye ihtiyacım var 

 
La photo montre un champ de lavande

Fotoğraf bir lavanta tarlasını gösteriyor.


il y a des gens dans la rue.

Sokakta insanlar var


il y a du café ou de la bière

kahve ya da bira var 

 

 

-       Artikel seçimi, tanımladığı kelimenin cinsiyetine bağlıdır. Kişinin ya da nesnenin değil.

elle a un chat Onun kedisi var.

 

-       Genel bir durum ifadesi için kullanıldığında belirsizlik tanımlığı yerine keslinlik belirten artikeller kullanılır.

 

J'aime les gâteaux.                      

Kek severim

 

Il déteste le café.    

Kahveden nefret eder

 

La vie est compliquée.

Hayat karışıktır

 

Il déteste l'alcool.

Alkolden nefret eder

 

J'adore les concombres!

Salatalık severim

 

l'eau est nécessaire pour la vie              

Yaşam için su gereklidir


Il étudie la philosophie

O, felsefe okuyor

 

Le français est une langue vivante.

Fransızca yaşayan bir dildir 

 

les enfants aiment les bonbons    

çocuklar şeker sever

 

elle a des enfants                        

onun çocukları var

 

 

ARTİKELLERİN KULLANILMADIĞI DURUMLAR

 


+ Bir kişinin işi, mesleği ifade edilirken artikel kullanılmaz

 

Il est avocat.

O avukattır.

 

Marie est avocate.

Marie bir avukat.

 

Je suis vendeur dans un grand magasin.

Bir mağazada satış asistanıyım.

 

L'homme là-bas est médecin       

oradaki adam doktor.


Il est chef d'entreprise

O, şirket müdürü

 

+ Bir isim/ad, être, demeurer (kalmak), devenir (olmak), élire (seçmek) ve rester (kalmak) fiillerini takip ettiğinde

 

Elle est devenue femme de maison.

Ev kadını oldu.

 

Nous sommes médecins.

Biz doktoruz

 

Sandrine veut être presidente.

Sandrine başkan olmak istiyor.

 

Elle est médecin.

O doktor


Il est catholique.

O katolik


Elle 
est canadienne.

O Kanadalı


Ancak il est değil c’est kullanıldığında artikel kullanılır

 

C'est un Français.

Fransız


C'est un avocate.

Avukat


être fiilinin takip eden adda tamlama varsa kullanılır.

 

Victor Hugo est un auteur célèbre.

Victor Hugo ünlü bir yazardır.


VIctor Hugo est un auteur que tous les Français connaissent.
Victor Hugo, Fransızların bildiği bir yazardır.

 

 

+ “de” sonrası kullanılmaz:  beaucoup de (birçok), peu de (biraz), trop de (çok fazla)

 

Il y a beaucoup d'eau dans la rivière.

Nehirde bir sürü su var

Il y a trop de sucre dans ce thé.

Bu çayda çok şeker var

Il y a trop de personnes ici.

Burada çok insan var.

 

İSTİSNA: la plupart (çoğu) and bien (çok) daima des alır.


La plupart 
des gens aiment le vin.

Çoğu insan şarabı sever.

 

Bien des étudiants étudient à la bibliothèque.
Birçok öğrenci kütüphanede ders çalışıyor.

 

De, bir isimden önce gelen çoğul bir sıfatla da kullanılır.

Ils ont 
des amis.

Arkadaşları var.

 

Ils ont de bons amis.

İyi arkadaşları var.


Elle visite 
des hôtels chers.

Pahalı otelleri ziyaret ediyor.

 

Elle visites de grands hôtels.

Büyük otelleri ziyaret ediyor.

 

+ Bir edat/ilgecin arkasında (avec, sans, sous, en, par, pour)

 

Elle veut une maison avec piscine.  (avec soyut isimlerle)
Havuzlu bir ev istiyor

 

Travaillez avec soin!         

Dikkatli çalışın

(Travaillez avec des amis!           Arkadaşlarla çalışın)

 

Tu ne peux pas entrer sans mot de passe.
şifresiz giremezsin

 

Il travaille sans argent.

Parasız çalışıyor

 

Le médecin l'a mis sous antibiotiques.
Doktor antibiyotik tedavisi uyguluyor

 

Ces réfugiés souffrent en permanence.
Bu mülteciler sürekli acı çekiyor.

 

Nous sommes en réunion.
Toplantıdayız.

 

Par moments, je doute de moi.
Bazen kendimden şüphe ediyorum.

 

C'est par choix qu'il est seul.
Yalnız olmak kendi tercihi.

 

Il a pour but la paix du monde.
Onun amacı dünya barışı.


+ Tamlayıcı İsimler: İsim 1 + edat + İsim 2 ilk isim ikinci isme bir edat ile bağlandığında belirsiz artikel kullanılmaz

 

un verre de vin                  bir bardak şarap

une tasse de café              bir fincan kahve

une histoire d'amour          bir aşk hikayesi

une salle de bains             banyo

une robe de soie.              ipek bir elbise.

un professeur d'histoire     bir tarih öğretmeni

un verre à vin                    şarap bardağı

une tasse à café                kahve fincanı

 

 

+ bir ülkeye gitmek ya da ayrılmak durumunda artikel kullanılmaz

 

Je vais en France ce weekend.               (dişil)

Bu haftasonu Fransa’ya gidiyorum.

 

Il est en Angleterre maintenant.

Şu anda İngiltere’de.

 

On est au Portugal.           (eril)

Poktekiz’deyiz.

 

Vous allez aux États-Unis.           (çoğul)

Amerika Birleşik Devletlerine gidiyorsun.

 

Ils vont au Pays de Galles.

Galler'e gidiyorlar.

 

Mon ami Sahid vit en Iran.            (eril ancak sesli harf olduğundan en)

Arkadaşım Sahid İran'da yaşıyor.

 

 

+ şehirler artikel kullanılmaz

 

J'aime Paris et Londres.

Paris ve Londra’yı severim

 

 

+ ünlem olarak kullanıldığında quel, quels, quelle ve quelles ifadelerinden sonra belirsiz artikel kullanılmaz.


Quelle belle vue!     Aman Tanrım
Quel mec!               Kahretsin
Quelles nanas!       Kahretsin

 

+ quelques (bazı), plusieurs (birçok, birkaç) gibi niceleyicilerden sonra artikel kullanılmaz

 

J'ai plusieurs bons amis
birkaç iyi arkadaşım var

 

Ma soeur aime plusieurs types de film.

Kız kardeşim birkaç tür filmi sever

 

J'ai invité quelques amis à dîner.

Bazı arkadaşlarımı akşam yemeğine davet ettim.

Birkaç arkadaşımı yemeğe davet ettim.

 

 

·       Fransızcada, bir sıfat grubunun önünde her zaman bir artikel yer alır.

 

Lisa est une très bonne vendeuse.

Lisa çok iyi bir satış elemanıdır.

 

Maurice est un professeur excellent.

Maurice, harika bir öğretmendir.

 

Vous êtes un mauvais avocat.

Sen kötü bir avukatsın.

 

Il a un camion. - Non, il n'a pas de camion!

Onun kamyonu var. – hayır, onun kamyonu yok!

 

J'ai une soeur mais je n'ai pas de frère!

Kız kardeşim var ama erkek kardeşim yok.

 

·       Negatif cümlelerde un/une artikelinin de d’ olması bazı durumlarda geçerli değildir: être ve diğer durum fiileri

 

Je ne suis pas une menteuse !

Yalancı değilim!

 

Mon chien n'est pas un labrador.

Köpeğim labrador değil.

 

Il reste un ami loyal.

Non, il ne reste pas un ami loyal !

Sadık bir arkadaş olarak kalır.

– hayır, sadık bir arkadaş olarak kalmaz!

 

Elle est devenue une excellente danseuse.

Non, elle n'est pas devenue une excellente danseuse !

O iyi bir danscı oldu.

– Hayır, iyi bir danscı olmadı!


** Ancak “bir” sayı olarak ifade edildiğinde yani bir değil özellikle 2 ya da farklı bir sayıda olmadığını belirtmek için olumsuz cümlede “un/une” kalır

 

Ils n'ont pas une maison, mais deux !

Onların bir evi değil iki evi var!

 

·       İsimden önce gelen sıfatı tanımlayan des, “de” olur

 

Cette université fait de bons instituteurs.
bu üniversite iyi öğretmenler yetiştirir.

 

 

 

 

Regarde les étoiles !
Yıldızlara bak

 

Le tigre est un mammifère.
Kaplanlar memelidir.

 

J’aime les fêtes.
Partileri severim

 

Je connais l’homme qui a vu l’ours

Ayıyı gören adamı tanıyorum.

 

Ma mère vit dans l’autre maison

Annem diğer evde yaşıyor

 

Je vais au marché   (à+le)

Markete gidiyorum.

 

Donner aux pauvres   (à+les)

Fakire vermek

 

Je veins des montagnes  (de+les)

Dağlardan geliyorum

 

Alors, tu viens à la fête ?
Ee, partiye geliyor musun?

 

Au fait, tu te rappelles de la semaine dernière ?
Bu arada, geçen haftayı hatırlıyor musun?

 

La tête de l’horrible monstre   (de+les)

Korkunç canavarın başı

 

Autrefois, j’ai eu un chien.
Bir zamanlar bir köpeğim vardı

 

Il y a des maisons sur cette colline.
Bu tepede evler var.

 

Voici des fauteuils. De beaux fauteuils. D’autres fauteuils.
İşte koltuklar. Güzel koltuklar. Diğer koltuklar.

 

Veux-tu un gâteau ?
Kek ister misin?

 

Un jour, j’irai là-bas.
Bir gün oraya gideceğim.

 

Un lièvre court plus vite qu’une tortue.
Tavşan kaplumbağadan daha hızlı koşar.

 

Un cycliste ne roule pas sur l’autoroute.
Bir bisikletçi otoyolda sürmez.

 

Tu veux de la pizza? 

Pizza ister misin?

 

J’apporte du fromage. 

Peynir getiriyorum.

 

Voulez-vous des oignons? 

Soğan ister misin?

 

Je prends du sucre et de la crème. 

Şeker ve krema alıyorum.

 

Je commande des oeufs. 

Yumurta sipariş veriyorum.

 

Je veux du pain.      (de + le)

Ekmek istiyorum.

 

Je veux de la confiture.

Reçel istiyorum.

 

Je veux des frites.  (de + les)

Patetes kızartması istiyorum.

 

Je veux de l’eau.

Su istiyorum.

 

Est-ce que tu as un chien? 

Köpeğin var mı?

Non, je n’ai pas de chien. 

Hayır köpeğim yok

 

Est-ce que tu as une voiture? 

Araban var mı?

Non, je n’ai pas de voiture. 

Hayır, arabam yok.

 

Est-ce que tu as des pommes? 

Elman var mı?

Non, je n’ai pas de pommes. 

Hayır elmam yok.

 

Est-ce que tu as des amandes? 

Bademin var mı?

Non, je n’ai pas d’amandes. 

Hayır, bademim yok.

 

Je vais au magasin.     (à + le)

Dükkana gidiyorum.

 

Je vais à la plage. 

Plaja gidiyorum

 

Je vais à l‘aéroport. 

Havaalanına gidiyorum.

 

Je viens du magasin. 

Dükkandan geliyorum

 

Je viens de la plage. 

Plajdan geliyorum.

 

Je viens de l’aéroport. 

Havaalanından geliyorum.

 

Je mange des pommes.

Elma yerim.

 

Je ne mange pas de pommes.

Elma yemem.

 

Je bois du lait.

Süt içerim.

 

Je ne bois pas de lait.  

Süt içmem.

 

J'ai des animaux.  

Hayvanlarım var

Je n'ai pas d'animaux.

Benim hayvanlarım yok.

 

Nous avons bu de la bière.  

Bira içtik  

 

Nous n'avons pas bu de bière.

Bira içmedik.

 

Vous mangez de la viande ?

Et yer misin?

Non, nous ne mangeons jamais de viande.

Hayır, asla yemek yemem.

 

Tu fais encore de la natation ?

Hala yüzmeye gidiyor musun?

Non, je ne fais plus de natation.

Hayır, artık yüzmeye gitmiyorum. 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder