Prépositions
à
|
-de
à + le = au
à +
les = aux
|
avec
|
İle
|
dans
|
İçinde
|
de
|
-den/dan
de + le =
du
de + les =
des
|
sans
|
-sız
|
sur
|
üzerinde
|
J’habite à Paris
|
Paris’te yaşıyorum.
|
Je vais à Rome
|
Roma’ya gidiyorum.
|
Je suis à la
banque
|
Bankadayım.
|
J’habite à 10 métres de
lui
|
Ondan 10
metre uzakta
yaşıyorum.
|
Il est à 5 minutes de moi.
|
Benden 5 dakika mesafede.
|
Nous arrivos à 5h
00.
|
Saat beşte varırız.
|
Il est mort à 92
ans.
|
92 yaşında öldü.
|
un enfant aux
yeux bleux
|
mavi gözlü (bir)
çocuk
|
Il habite à la
française
|
Fransız tarzı
yaşıyor.
|
Fait à la
main
|
El yapımı
|
Un ami à moi
|
Bir arkadaşım
|
Ce livre est à Jean
|
Bu, Jean’ın kitabı.
|
acheter au
kilo
|
Kiloyla staın almak
|
Payer à la
semaine
|
Haftalık ödeme
|
Une tasse à thé
|
Çay fincanı
|
Je n’ai rien à lire
|
Okuyacak bir şeyim
yok.
|
le président de l'entreprise
|
Şirketin başkanı
|
Il vient de Paris,
|
Paris’ten geliyor
|
C'est un cadeau de
Pierre.
|
Pierre’den bir hediye
|
au bord de la
route
au sommet de la
montagne
|
Yol kenarında
Dağın tepesinde
|
J’irai avec toi
|
Seninle gideceğim
|
Il est d’accord avec nous
|
Bizimle aynı fikirde.
|
On oublic tout avec le temps
|
İnsan zamanla her şeyi unutur.
|
Tu m’énerves avec ce bruit.
|
Bu gürültüyle beni rahatsız ediyorsun.
|
et avec ça?
|
Başka bir şey?
|
J’ai froid et avec ça j’ai faim.
|
Üşüyorum ve bununla
birlikte açım.
|
avec joie
avec colére
|
Neşeyle
Öfkeyle
|
dans la boite
|
Kutuda (kutunun
içinde)
|
dans la rue
|
Caddede
|
boire dans une tasse
|
Fincandan içmek
|
dans l’avion
|
Uçakta
|
monter dans le train
|
Trene binmek
|
dans l’escalier
|
Merdivenlerde
|
dans un livre
|
Kitaptan
|
dans une boite
|
Kutudan
|
dans la situation actuelle
|
Mevcut durumda
(mevuct durum içinde)
|
dans ces conditions
|
Bu şartlarda/
şartlar altında
|
dans la semaine
|
Hafta boyunca
|
dans la journée
|
Gün boyunca / gün
içinde
|
dans une semaine
|
Bir hafta içinde
|
Il est en prison
|
Hapishanede
|
J’habite en banlieue
|
Varoşlarda
yaşıyorum.
|
en août
|
Ağustosta
|
en trois jours
|
3 gün içinde
|
en semaine
|
Hafta içinde / hafta
boyunca
|
Je te parle en ami.
|
Seninle bir arkadaş
gibi konuşuyorum.
|
Il agit en enfant
|
Çocuk gibi
davranıyor
|
voyager en train
|
Trenle seyahat etmek
|
rentrer en taxi
|
Taksiyle dönmek
|
être en bone santé
|
Sağlıklı olmak
|
être en guerre
|
Savaşta olmak
|
être en pyjama
|
Pijamalarının içinde
olmak
|
traduire en français
|
Fransızcaya çevirmek
|
un pull en laine
un maison en bois
|
Yün kazak
Tahta ev
|
Un livre sur la table
|
Masanın üzerindeki
kitap
|
sur ma route
|
Yolumun üzeri
|
tourner sur la gauche
|
Sola dönmek
|
revenir sur Paris
|
Paris’e dönmek
|
L'argent est sur
la table.
|
Para masanın
üzerinde
|
arriver sur
les six heures
|
Saat 6 gibi varmak
|
trois fois sur
quatre
|
Dörtte üçü
|
un enfant sur
cinq
|
5 yaşlarında çocuk
|
une semaine sur
deux
|
İki haftada bir
|
un article sur
les roses
|
Güller üzerine
makale
|
Il est parti sans
moi.
|
Bensiz gitti.
|
Sans argent, c'est difficile.
|
Parasız zor.
|
Il est parti sans
me parler.
|
Bana bir şey söylemeden gitti/ayrıldı.
|
Elle est venue sans
être invitée.
|
Davetsiz geldi
|
Sans mes amis, je serais triste.
|
Arkadaşlarım olmasaydı üzülürdüm
|
Sans son assistance
|
Yardımı olmadan
|
un homme sans
abri
une femme sans
préjugés
|
Evsiz adam
Tarafsız kadın
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder