İÇERİK

8 Aralık 2014 Pazartesi

düzenleyici bağlaçlar



et
ve

J'aime les pommes, les bananes, et les oranges.
Elma, muz ve portakal severim.

Philippe fume des cigarettes et boit du vin rouge.
Philippe sigara içer ve kırmızı şarap içer.

Elle a reçu des robes et des chaussures comme cadeaux.
Hediye olarak elbise ve ayakkabı aldı.

Marc et Alice vont à la plage
Marc ve Alice plaja gider.

et… et: her ikisinide

Je connais et Jean-Paul et son frère.
Jean-Poul ve erkek kardeşinin her ikisini de tanıyorum.
Hem jean-Poul’ü hem erkek kardeşini tanıyorum.

J’ai et un chat et un chien.
Hem kedim var hem köpeğim.

mais
ama, fakat

Je veux le faire, mais je n'ai pas d'argent.
Yapmak istiyorum ama hiç param yok.

C’est cher mais de très bonne qualité
Pahalı ama çok iyi kalite.

Ce n'est pas carré mais rectangulaire.
O, kare değil ama dikdörtgendir.

Il a pris le taxi mais il n’a pas pu attraper le train.
Taksiye bindi ama trene yetişemedi.

Elle mange trop mais elle ne prend pas du kilo.
Çok yiyor ama kilo almıyor.

ou
ya da

Veux-tu aller en France ou en Italie?
Fransa’ya ya da İtalya’ya gitmek ister misin?

Nous allons au cinéma ou nous allons au supermarché
Sinemaya gideriz ya da süpermarkete gideriz.

Je vais prendre un café ou un thé.
Kahve ya da çay içeceğim.

ou... ou           : ya … ya

Il sera ou vainquer, ou mort
Ya galip gelecek ya ölecek.

ou bien           : ya … ya da

Tu va a Paris ou bien tu reste a Londre
Ya Paris’e git ya da Londra’da kal.

donc
bu yüzden, öyleyse, o halde, bu nedenle

Trey est jeune donc curieux.
Trey genç, o yüzden meraklı.

C’est donc toi!
öyleyse o sendin!

Tu as dit donc tu vas lui dire.
Söyledin öyleyse yapacaksın.

Tu as de la fievre donc tu es malade.
Ateşin var o zaman hastasın.

ni ... ni
ne…ne de

Il ne veut ni l’argent ni les cadeaux
Ne para istiyor ne de hediye.

Je n’ai ni chat, ni chien.
Ne kedim var ne de köpeğim.

Il ne mange ni la viande ni les légumes.
Ne et yer ne de sebze.

car
için

Il reste calme car il est gentil
Sakin duruyor çünkü iyi biri

Il est maigre car il ne mange pas beaucoup.
Zayıf çünkü çok yemek yemiyor

Je n’ai pas pu entrer dans la maison car j’ai perdu mes cles.
Eve giremedim çünkü anahtarlarımı kaybettim.

puis
sonra

Fais tes devoirs, puis lave la vaisselle.
Ödevini yap, sonra bulaşıkları yıka.

j'ai fait mes devoirs puis j'ai regardé la télé
ödevimi yaptım sonra televizyon izledim.


soit... soit   eğer… eğer / ister… ister

Soit avant, soit après, ça m'est égal.
İster önce ister sonra umrumda değil.

Les médecins étaient soit morts, soit partis.
Doktorlar ya öldüler ya da gittiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder