İÇERİK

2 Aralık 2014 Salı

Imparfait & Passé composé



Geçmiş zamanda zaman ifadeleri:

Imparfait:

chaque semaine, mois, année  
Her hafta, ay, yıl
le week-end
Haftasonları
le lundi, le mardi…
Pazartesileri, Salıları
tous les jours
Hergün
le soir
Akşamları
toujours
Hep, daima
normalement
Genlikle
d’habitude
Genellikle
en général, généralement
Genel olarak
souvent
Sık sık
parfois, quelquefois
Bazen
de temps en temps
Zaman zaman
rarement
Arasıra
autrefois
Eskiden

Passé composé

une semaine, un mois, un an
Bir hata, ay, yıl
un week-end
Bir hatasonu
lundi, mardi...
Pazartesi, Salı
un jour
Bir gün
un soir
Bir akşam
soudainement
Aniden
tout à coup, tout d'un coup  
Birden bire
une fois, deux fois...
Bir kez, iki kez
enfin
Sonunda
finalement
Sonunda
plusieurs fois
Birkaç kez


Ana farklılıklar

Imparfait : çevrede olup bitenler, arka plan. Devam eden olaylar, alışkanlıklar

Passé composé: o anda gerçekleşen olay,  belirli bir olay ya da olayın gerçekleşmesi, ana hikaye

– Alışkanlıklar- Belirli olaylar

Le lundi, je dînais chez ma soeur
Pazartesi günleri kızkardeşimde yerdim/yiyordum.

Un lundi, nous avons dîné au restaurant.
Bir pazartesi, restoranda yemek yedik.

 “le lundi” (alışkanlık)  - “un lundi”(belirli).

– Hikaye anlatırken

passé composé hikayeyi oluşturan hareketi anlatır. Meydana gelen belirli olayları verir. Bazı zaman ifadeleri (belirli olayları tanımlayan zamanlar) passé composé ile devam edebilmektedir: d’abord, puis, ensuite, enfin, finalement, soudain, tout à coup, tout de suite…

Imparfait arka planı anlatır: Gün, ay, hava, ortam, sahne (insanların ne yaptığı), dış etkenler, yaş, fiziksel özellikler, duygular, tavırlar...

– Aynı cümlede

Imparfait, bir olay gerçekleşirken verirken meydana gelen belirli bir ikinci durum passé composé ile verilir.

Ils sont entrés pendant que nous dormions.
Biz uyurken içeri girdiler.

J'étais à la banque quand Chirac est arrivé.
Chirac geldiğinde bankadaydım.

Je vivais en Espagne quand je l'ai trouvé.
Onu bulduğumda İspanya’da yaşıyordum.


– Aynı anda gerçekleşen uzun zamanlı iki olay:

Pendant que j’etudiais, tu regardais la télé.
Ben çalışırken sen televizyon izliyordun.


– Aynı anda gerçekleşen kısa zamanlı iki olay:

Tu es rentrée quand je suis sortie.
Ben çıkarken sen geldin.


J'allais en France.
Fransa’ya gidiyordum

Je visitais des monuments et prenais des photos.
Anıtları ziyaret ediyordum ve fotoğraf çekiyordum

Je voyageais en France tous les ans.
Her yıl Fransa’ya seyehat ederdim/ediyordum.

Je visitais souvent le Louvre.
Louvre’u sık sık ziyaret ettim.

J'avais peur des chiens.
Köpeklerden korkardım

J'aimais les épinards.
Ispanağı severdim
Je suis allé en France.
Fransa’ya gittim.

J'ai visité des monuments et pris des photos.
Bazı anıtları ziyaret ettim ve fotoğraf çektim.

J'ai voyagé en France l'année dernière.
Geçen yıl Fransa’ya seyehat ettim.

J'ai visité le Louvre trois fois.
Louvre’u 3 kez ziyaret ettim.

J'ai eu peur quand le chien a aboyé.
Köpek havladığında korktum.

Pour la première fois, j'ai aimé les épinards.
İlk kez ıspanağı sevdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder