que
ki, -dığı, -diği
J'ai dit que j'aime les pommes
Elmayı sevdiğimi söyledim.
Elmayı sevdiğimi söyledim.
Je crois qu’il viendra demain
İnanıyorum ki o yarın gelecek
İnanıyorum ki o yarın gelecek
Je pense qu'il a
raison
Onun doğru olduğunu düşünüyorum.
Onun doğru olduğunu düşünüyorum.
Il veut qu'elle
nous aide
Onun yardım etmesini istiyor.
Onun yardım etmesini istiyor.
J'ai réussi à
l'examen bien que je n'aie pas étudié.
Çalışmadığım halde sınavı geçtim.
Çalışmadığım halde sınavı geçtim.
pour que
..sin diye, ..si için
Il travaille pour que vous puissiez manger.
Siz yiyebilesiniz diye o çalışıyor
L'enfant pleure pour que son père lui achète un vélo.
Çocuk ağladığı için babası bisiklet aldı.
Je
viens pour
qu'il soit content.
O mutlu olsun diye geliyorum.
O mutlu olsun diye geliyorum.
pendant
que
iken
Ils sont entrés pendant que nous dormions.
Biz uyurken içeri girdiler.
pendant qu'il était malade
Hastayken
Pendant que j'étais dans la cour de l'école.
Okulun bahçesindeyken
Je l' ai pris à la boutique pendant
que tu téléphonais
Sen telefon ederken ben dükkana döndüm.
J'étudie pendant qu'il
fait la cuisine.
O yemek yaparken ben ders çalışırım.
O yemek yaparken ben ders çalışırım.
quand
ne zaman ki, ne zaman
Il m’a dit quand il viendra
Ne zaman geleceğini söyledi.
Je pars quand tu arrives
Sen geldiğinde ben ayrılırım.
Sen geldiğinde ben ayrılırım.
J'ai peur quand il voyage.
Seyahat ettiği zaman korkuyorum.
Seyahat ettiği zaman korkuyorum.
Je marchais quand tu m'as téléphoné.
Beni aradığında yürüyordum.
Beni aradığında yürüyordum.
Je te verrai demain
quand j'arriverai.
Yarın vardığımda seni görürüm.
Yarın vardığımda seni görürüm.
Je ne sais pas quand il reviendra.
Ne zaman döneceğini bilmiyorum.
Ne zaman döneceğini bilmiyorum.
lorsque
-diği zaman, ne zaman ki
Je serai content lorsqu'il arrivera.
O geldiğinde mutlu oalcağım.
O geldiğinde mutlu oalcağım.
Je marchais lorsque tu m'as téléphoné.
Aradığında yürüyordum.
J'ai crié lorsqu'il a fallu courir.
Koşacağıma çığlık attım.
Koşacağıma çığlık attım.
lors de
esnasında, sırasında
Lors de son anniversaire, elle était contente.
Doğumgününde mutluydu
Je suis arrivé lors du mariage.
Düğün esnasında vardım.
(Lors de, bir olay esnasında bir anlık
durumu; Pendant -ilgeç- olay boyunca
durumu ifade eder)
Il a travaillé lors des 3 dernières années.
|
Il a travaillé pendant les 3 dernières années.
|
Son üç yıl içinde çalıştı.
|
Son üç yıl boyunca çalıştı.
|
depuis que
-den beri
Je le vois beaucoup plus souvent depuis que sa femme est partie.
Eşi gittiğinden beri onu daha sık
görüyorum.
Depuis
qu'il vit ici, il y a toujours des problèmes.
Burada yaşadığı sürece hep sorunlar oldu
Burada yaşadığı sürece hep sorunlar oldu
puisque
beri, çünkü, madem ki
Puisque je suis ici, ne t’inquiète
pas
Ben buradayım, on nedenle merak etme.
Ben buradayım, on nedenle merak etme.
parce que
çünkü, zira
Il est parti parce qu'il a peur.
Korktuğu için gitti.
Korktuğu için gitti.
La pomme? Je l’ai mangée parce que j’avais faim.
Elma mı? Aç olduğumdan onu yedim.
comme
gibi, kadar, aşağı
yukarı
Comme tu n'es pas prêt, j'y irai seul.
Sen hazır olmadığından yalnız gideceğim.
Sen hazır olmadığından yalnız gideceğim.
Elle est blanche comme
la neige
Kar gibi beyaz
Kar gibi beyaz
quoique
-diği halde, -e
karşın, ise de
Je commence à progresser quoique le français soit une
langue difficile.
Fransıca zor bir dil olmasına rağmen ilerleme katetmeye başladım.
Fransıca zor bir dil olmasına rağmen ilerleme katetmeye başladım.
aussi
de, da, dahi, kadar,
çünkü
Donc, Jacques et Pierre
sont aussi amis
öyleyse Jacques ve Pierre de arkadaştırlar.
öyleyse Jacques ve Pierre de arkadaştırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder