- Ben -Je-, cümle başında olduğu durumlar hariç büyük harfle yazılmaz.
- Tarihler, cümle başında yer almadığı sürece günler, aylar büyük harfle yazılmaz
günler: lundi, mardi, mercredi, jeudi, vendredi, samedi, dimanche
aylar: janvier, février, mars, avril, mai, juin, juillet, août, septembre, octobere, november, décembrele 24 janvier 2012
Je déteste le vendredi. - Yer adları: cadde, yol, göl, deniz adlarını belirtirken bu tanımlamalarda büyük harfle yazılırken (Ege Denizi gibi) Fransızcada küçük harfle yazılır:
l'océan Atlantique (Atlantik Okyanusu)
la mer Méditerranée (Akdeniz)
le mont Blanc (Beyaz Dağ)
- Diller: diller küçük harfle yazılır.
Je parle anglais, français et japonais. - Milliyet: Dmilliyet belirtirken küçük harf kullanılır. Ancak ad olarak kullanıldığında büyük harf kullanılır:
Il habite avec un Espagnol. (Bir İspanyol ile yaşıyor)
J'ai parlé à un Américain hier. (Dün bir Amerikalı ile konuştum)
Je suis anglais (Ben İngilizim)
Il est suisse. (O İsveçli)
- Dinler: Din adları küçük yazılır. Dini gruplara atıfta bulunan sıfatlar için geçerlidir. Örneğin: hristiyan: chrétien, müslüman: musulman, yahudi: juif. Bu kuralın üç istisnası vardır: le christianisme (hristiyanlık) ve le judaïsme (yahudilik) küçük yazılsa da l'Islam, Hindou ve Bouddhiste her zaman büyük harfle yazılır.
- Özel İsmin Önündeki Başlıklar: Örneğin, Profesör Smith Fransızca'da büyük harfle yazılmaz: le professeur Smith.
Fransızca Notları
İÇERİK
- Ana Sayfa
- Alfabe
- Dilbilgisi
- Artikeller: le - la - les & un - une - des
- Eril-Feminen
- Çoğul İsimler
- Şahıs Zamirleri - İyelik Sıfatları ve Zamirleri
- İşaret Sıfatları ce cette ces
- Sıfatlar
- İlgeçler - Prépositions
- Sayılar
- Fiiller
- Cümle Yapısı
- Il y a (Var/Yok)
- İlgeçler 2 ~Örnekler
- Olumsuzluk İfadeleri
- Olumsuz Cümlelerde un une du de la de l' des
- Les Conjonction ~Bağlaçlar
- Düzenleyici bağlaçlar
- Bağlayıcı bağlaçlar
- Si - Eğer
- Sıfat Fiil / Ortaç
- Kıyaslama
- Üstünlük
- Matematik: Kıyaslama ve Sıralama
- İlgeçler 3 ~ Mevsimlerde l’ ve en kullanımı
- C'est - Il Est?
- Artikeller 2: un une des le la l' du de la
- Sıfatlar 2 (Adjectif)
- AIMER – bir şeyi, birisini sevmek
- Mon Aussi ve Mon Non Plus - Ben de
- Zamanlar
- Genel Bakış
- Olmak (être) Fiili
- Sahip Olmak (avoir) Fiili
- Şimdiki Zaman- Düzenli Fiiller
- Şimdiki Zaman - Kökü Değişen Fiiller
- Şimdiki Zaman -Düzensiz Fiiller
- Şimdiki Zamanda faire devoir savoir pouvoir vouloir fiil çekimleri
- Şimdiki Zaman - Örnek Cümleler
- Geçmiş Zaman
- Geçmiş Zaman - la passė composė
- ÊTRE Yardımcı Fiilini Alan Fiiller
- Geçmiş Zaman - la imparfait - şimdiki zamanın hikayesi
- Geçmiş Zaman AVOIR Dolaylı Tümleç Uyumu
- Passé composé & Imparfait
- plus-que-parfait ~ mişli geçmiş zaman
- Gelecek Zaman ~ le future
- Gelecek Zaman örnekler
- Yakın Gelecek Zaman - Futur proche
- Soru İfadeleri
- Kipler
- İfadeler
14 Şubat 2023 Salı
Büyük Harf Kullanımı
1 Şubat 2023 Çarşamba
Sağlık İfadeleri ~ LA SANTÉ
LA SANTÉ (sağlık)
sujet + avoir + mal + à + ….
J’ai mal à la main Elim ağrıyor
Tu as mal au bras Kolun ağrıyor
au |
pied (ayak) nez (burun) bras (kol) coude (dirsek) daigt (parmak) dos (sırt) |
à la |
tête (baş) bouche (ağız) main (el) jombe (bacak) dent (diş) |
à l |
oeil (göz) oreille (kulak) |
aux |
cheveux (saç) yeux (gözler) |
J’ai mal à la tête başım ağrıyor
J’ai mal à la bouche ağzım acıyor
J’ai mal à la main elim ağrıyor
J’ai mal à la jombe bacağım ağrıyor
J’ai mal à la dent dişim ağrıyor
J’ai mal au pied ayağım ağrıyor
Il a mal au genou. dizi ağrıyor
J’ai mal au nez burnum ağrıyor
J’ai mal au cou boynum ağrıyor
J’ai mal au bras kolum ağrıyor
J’ai mal au coude dirseğim ağrıyor
J’ai mal au daigt parmağım acıyor
Elle a mal au dos sırtı ağrıyor
J’ai mal à l’oeil gözüm ağrıyor
J’ai mal à l’oreille kulağım ağrıyor
J’ai mal aux cheveux saçım acıyor
J’ai mal aux yeux gözlerim ağrıyor
J'ai très mal ! Çok ağrım var!
Elle n'a pas mal. Ağrısı yok / Bir şeyi yok
J'ai mal à la gorge. Boğazım ağrıyor
J’ai mal au ventre. Karın ağrıyor
Nous avons mal à l'oeil droit. Sağ gözümüz acıyor/ağrıyor.
avoir mal au cœur hasta hissetmek, kusacak gibi hissetmek
Mon mère a mal au cœur en voiture.
Annemi araba tutar.
avoir mal aux yeux gözleri ağrımak
avoir les yeux qui piquent gözleri batmak
avoir les yeux qui brûlent gözleri yanmak
avoir les yeux gonflés gözleri şişmek / şiş gözleri olmak
avoir le nez qui coule burun akıntısı olmak / burnu akmak
avoir mal aux dents diş ağrısı olmak
avoir mal à l’oreille kulak ağrısı olmak
avoir mal à la gorge boğaz ağrısı olmak
avoir mal au coeur hasta hissetmek
avoir mal à l’estomac karın ağrısı olmak
le corps vücut
le visage yüz
la joue yanak
les lèvres dudak
la gorge throat
l’estomac mide
la poitrine göğüs
le coeur kalp
le ventre karın
l’épaule omuz
le poignet bilek
l’ongle tırnak
le pouce baş parmak
le genou diz
la cheville bilek
l’orteil ayak parmağı
Le docteur |
Bonjour! Ça va? Merhaba! İyi misinz? |
Marie |
Bonjour ! Non, docteur. Ça ne va pas du tout ! Merhaba! Hayır, doctor. Hiç iyi değilim. J’ai mal à la tête et aux yeux. Je me sens très fatiguée Başım ve gözlerim ağrıyor. Çok yorgun hissediyorum. |
Le docteur |
Alors, asseyez-vous ici. Je vais vous examiner. Öyleyse buraya otur. seni muayene edeceğim |
Marie |
Oui…. J’ai mal à la gorge aussi. Tamam… boğazım da ağrıyor |
Le docteur |
Voyons un peu. Ça ne va pas bien ! Vous avez raison ! Bakalım. İyi görünmüyor! Haklısın ! Je prépare une ordonnance pour vous ! Senin için bir reçete hazırlıyorum! Et….. restez au lit ! Ve…..yatakta kalın! |
Marie |
Merci beaucoup! |
AIMER – birşeyi, birisini sevmek
AIMER – birşeyi, birisini sevmek
|
Şimdiki |
Gelecek |
Geçmiş Passé composé |
Şimdiki zamanın hikayesi Imparfait
|
Passé simple |
j’ |
aime |
aimerai |
ai aimé |
aimais |
aimai |
tu |
aimes |
aimeras |
as aimé |
aimais |
aimas |
il |
aime |
aimera |
a aimé |
aimait |
aima |
nous |
aimons |
aimerons |
avons aimé |
aimions |
aimâmes |
vous |
aimez |
aimerez |
avez aimé |
aimiez |
aimâtes |
ils |
aiment |
aimeront |
ont aimé |
aimaient |
aimèrent |
aimer + ad (bir şey) |
J'aime la musique. Müziği seviyorum
|
aimer + ad (kişi, şehir) |
Tu aimes Jacques Brel. Jacques Brel'i seviyorsun.
Elle aime Paris. Paris’i sever
|
aimer + mastar halinde fiil |
Elle aime s'amuser. Eğlenmeyi sever |
* Genel bir durumu ifade etmek için addan önce le, la, l', les gelir.
* Bir kişinin ya da şehrin isminden önce artikel gelmez
J'aime Marie.
Marie’yi severim
J'aime Paris.
Paris’i severim
Elle aime sa nouvelle veste.
Yeni ceketini sever.
Tu aimes ma sœur ?
Kız kardeşimi seviyor musun?
Elle aime les tomates ?
Domates sever mi?
Est-ce que tu aimes ma nouvelle voiture ?
Yeni arabamı sevdin mi?
Elle aime les animaux
Hayvanları sever.
Ils aiment la crème glacée.
Dondurmayı severler.
J‟aime la photographie.
Fotoğrafçılığı severim.
Tu aimes le drame.
Dramayı seversin
J’aime monter à cheval.
Ata binmeyi severim.
J’aime me coucher tôt en semaine.
Haftaiçi erken yatmayı severim.
Nous aimons écouter de la musique
Müzik dinlemeyi severiz.
Il aime jouer aux sports.
Spor yapmayı sever.
Vous aimez danser.
Dans etmeyi seversiniz
Nous aimons parler.
Konuşmayı severiz.
Aimer beaucoup – çok sevmek
J'aime beaucoup Paris
Paris’i çok severim
Tu aimes beaucoup tes parents.
Ebeveynlerini çok seviyorsun.
Aimer bien, birşeyi birini çok sevmekten sevmeye, beğenmeye indirger.
J'aime bien tes chaussures, mais je préfère les miennes.
Ayakkabılarını sevdim ama benimkini tercih ederim.
J’aime bien Paul, mais je ne veux pas sortir avec lui.
Paul’ü severim ama onunla çıkmak istemem.
j’aime bien la façon dont ...
... (şeklini sevmek)
J’ai regardé le livre de cuisine. J’aime bien la façon dont c’est mis en page.
Yemek kitabına baktım. Düzenlenme şeklini sevdim.
C’est l’une des choses que j’aime chez toi.
Bu senin hakkında sevdiğim şeylerden biri.
ne pas aimer que qn fasse qch
Birisinin bir şey yapmasından hoşlanmamak
Elle n’aime pas qu’il travaille si dur.
Çok fazla çalışmasını sevmiyor.
Sa femme n’aimait pas qu’il fume dans la maison.
Karısı evde sigara içmesinden hoşlanmıyordu.
“seni çok seviyorum” demek için “Je t'aime très fort” ifadesi kullanılır.
Ne pas aimer – sevmemek
Olumsuz cümlelerde aimer bien kullanılmaz
Elle n'aime pas Michel.
Michel’i sevmez.
Laura n'aime pas ce film.
Laura bu filmi sevmez.
Ils n'aiment pas les concombres.
Onlar salatalık sevmez.
Çok sevmemek için ne pas aimer beaucoup kullanılır:
Je n'aime pas beaucoup ce garçon.
O çocuğu pek sevmem.
Hugo n'aime pas beaucoup le chocolat.
Hugo çikolatayı çok sevmez.
Je n’aime pas la moutarde.
Hardalı sevmiyorum.
Je ne comprends pas pourquoi Grace ne m’aime pas.
Grace beni neden sevmiyor anlamıyorum
Est-ce que tu aimes le chocolat ?
Çikolata sever misin ?
Oui, j’aime ça.
Evet, severim.
Il aime skier.
Kaymayı sever
Moi aussi, j’aime ça.
Ben de severim.
Nous aimons faire la cuisine !
Yemek yapmayı
severiz!
Tu aimes ça ?
Sen sever misin?
Fransızca'da, sevgi ve nefret fiillerinde, soyut isimlerin ve etkinliklerin yerine belirsiz işaret zamirini “ça” kullanılır. Ancak belli, somut isimlerde dolaysız nesne ya da “ça” kullanılabilir.
Est-ce que tu aimes mon chapeau ?
Şapkamı sevdin mi?
Oui, je l’aime
/ j’aime ça.
Evet, sevdim.
Il aime cette station de ski.
Bu kayak
merkezini sever.
Moi aussi, je l’aime / j’aime ça.
Ben de severim.
İnsanlardan bahsederken dolaysız nesne kullanılır:
J’ai deux sœurs et je les aime.
İki kız kardeşim var ve onları severim.
Tu aimes Sylvie ?
Sylvie’yı seviyor musun?
Oui, je l’aime.
Evet, onu seviyorum.
Tu les aimes bien ?
Onları sever misin?
Il l’aime beaucoup.
Onları çok sever.
Olumsuzlarda da aynı kural geçerlidir:
Il n’aime pas l’ail. Il n’aime pas ça.
Sarımsak sevmez. (Onu) sevmez.
Elle n’aime pas danser. Elle n’aime pas ça.
Dans etmeyi sevmez. (onu) Sevmez.
Nous n’aimons pas ce resto. Nous ne l’aimons pas.
Bu restoranı sevmeyiz. (Onu) Sevmeyiz.
Je n’aime pas Dorothée. Je ne l’aime pas.
Dorothée’yi sevmem. Onu sevmem.
Sevmeyi vurgulamak için adorer fiili kullanılır:
J'adore les diamants !
Elmasları severim
J'adore ce mec ! Il est trop drôle !
O adamı seviyorum! Çok komik!
adorer birine aşık olmak anlamında
değildir. Sadece çok sevdiğini ifade eder.